Duygusal Yoksunluk Şeması
Bu şema, bireyin çocukluk döneminde yeterli duygusal destek, yakınlık, ilgi veya
anlayış görmemesi sonucu gelişir.
Duygusal Yoksunluk Şemasının Özellikleri:
İlgi Eksikliği: Kişi, başkalarının kendisini gerçekten önemsemediğini ve
duygusal olarak desteklemeyeceğini düşünür.
Anlama Eksikliği: Kendi duygularının ve ihtiyaçlarının çevresindekiler
tarafından anlaşılmadığını hisseder.
Korunma ve Rehberlik Eksikliği: Zor zamanlarında ona rehberlik edecek,
destek olacak veya güven sağlayacak birinin olmadığını düşünür.
Bu Şemaya Sahip Kişilerin Tipik Düşünce ve Davranışları:
Başkalarından duygusal destek beklememek veya bunu talep edememek.
Yakın ilişkilerde hep eksiklik ve hayal kırıklığı hissetmek.
Duygularını paylaşmanın anlamsız veya tehlikeli olduğuna inanmak.
Soğuk veya mesafeli partnerleri çekici bulmak ve duygusal olarak erişilebilir
kişilerden uzak durmak.
Duygusal Yoksunluk Şeması olan bireylerin soğuk veya mesafeli partnerleri çekici
bulmasının ve duygusal olarak erişilebilir kişilerden uzak durmasının temel
nedenleri şunlardır:
1. Tanıdık Olanı Arama (Şema Kimyası)
Şema terapiye göre, bireyler çocuklukta deneyimledikleri ilişki dinamiklerini
yetişkinlikte bilinçdışı olarak yeniden üretme eğilimindedir.
Eğer kişi çocukken soğuk, mesafeli veya ilgisiz ebeveynlerle büyüdüyse,
yetişkinlikte de bu tür ilişkileri tanıdık ve "doğru" hisseder.
2
Duygusal olarak erişilebilir bir partner, bilinçdışı düzeyde yabancı veya
rahatsız edici gelebilir çünkü çocukluk deneyimleriyle uyuşmaz.
2. Duygusal Yoksunluğu Doğrulama (Şema Aktivasyonu)
Şema aktif olduğunda, birey bilinçsizce kendini haklı çıkarmak için ona uygun
ilişkiler seçer.
Eğer içsel inancı "Kimse bana duygusal olarak gerçekten yakın olmaz" ise,
soğuk veya mesafeli bir partner seçerek bu inancını yeniden doğrular.
"Bak, yine beni anlamayan birini seçtim" şeklinde düşünerek, geçmişte yaşadığı
duygusal yoksunluğu tekrar yaşar ve pekiştirir.
3. Duygusal Yakınlıktan Kaçınma (Savunma Mekanizması)
Yakın ilişkilerde duygularını açmak, kırılgan hissetmek anlamına gelir ve bu,
terk edilme veya reddedilme korkusunu tetikleyebilir.
Soğuk ve mesafeli bir partnerle birlikte olmak, derin bağ kurmayı zorlaştırdığı
için bu korkuların ortaya çıkmasını engeller.
Yani kişi, bilinçdışı olarak yakınlıktan kaçınmak için "ulaşılamaz" kişilere
yönelir.
4. Değersizlik İnancı ve Kendini Kanıtlama Çabası
Duygusal yoksunluk şeması olan kişiler genellikle kendilerini sevilmeye değer
görmezler.
"Eğer gerçekten sevilesi biri olsaydım, ebeveynlerim bana daha fazla ilgi
gösterirdi" gibi bilinçdışı bir inanç taşıyabilirler.
Bu yüzden, soğuk veya ilgisiz bir partneri duygusal olarak daha yakın,
anlayışlı veya ilgi gösteren birine dönüştürmeye çalışarak onun sevgisini
kazanma çabasına girerler.
"Eğer onun sevgisini kazanabilirsem, yeterli olduğumu kanıtlamış
olurum" gibi bir döngü içine girerler.
3
5. Bağlanma Stilleri ile İlişki
Çocuklukta güvensiz-kaçınmacı bağlanma geliştiren kişiler, duygusal olarak
mesafeli partnerleri daha çekici bulabilirler.
Bu kişiler için bağımsızlık ve kontrol önemli olduğundan, kendilerine fazla
yaklaşan bir partner rahatsız edici olabilir.
Kaçınmacı bağlanan bireyler, "yakınlık boğar" inancına sahip olabilirler, bu
yüzden duygusal olarak kapalı partnerleri seçerler.
Bağımsız olmaya aşırı vurgu yapmak ve başkalarına güvenmekten kaçınmak.
Bu durum, kaçıngan bağlanma stiline sahip bireylerin özellikleriyle doğrudan ilgilidir.
Kaçıngan bağlanma, bir kişinin çocukluk döneminde ebeveynlerinden yeterli duygusal
yakınlık veya güvenli bağlanma deneyimi yaşamadığı durumlarda gelişir. Bu bağlanma
stiline sahip bireyler, duygusal yakınlık ve bağımsızlık konusunda zıt bir içsel çelişki
yaşarlar.
Kaçıngan Bağlanma ve Bağımsızlık İhtiyacı:
Kaçıngan bağlanma stiline sahip kişiler, duygusal yakınlıktan genellikle
rahatsızlık duyarlar ve başkalarına güvenme konusunda zorluk çekerler.
Bağımsızlık onlar için çok önemlidir çünkü başkalarına duydukları güven
eksikliği nedeniyle, kendilerini yalnız başlarına yeterli ve güçlü hissetme
ihtiyacı taşırlar.
Aşırı yakınlık, onları boğucu veya denetleyici olarak hissettirebilir. Duygusal
olarak yakın bir partnerin onlara sürekli ilgi göstermesi, bağımsızlıklarına tehdit
olarak algılanabilir.
Bu kişiler, başkalarının onlara çok fazla yaklaşmasını, onları "bağlamaya"
çalışmasını ya da aşırı duygusal bağımlılık kurmalarını istemezler. Bu tür
ilişkilerde, mesafe ve bağımsızlık onlar için daha rahatlatıcıdır.
Sonuç
4
Duygusal yoksunluk şeması ve kaçıngan bağlanma stili, bireyin duygusal ihtiyaçlarını
karşılamakta zorlanmasına ve bu nedenle ilişkilerde belirli kalıpları yeniden
yaratmasına yol açar. Duygusal yoksunluk şeması olan kişiler, çocukluklarında
yeterince duygusal destek ve yakınlık görememiştir. Bu eksiklik, onları ilişkilerde
duygusal bağlantı kurmaya yönelik derin bir açlık içinde bırakır. Ancak, bu kişiler
bilinçdışı olarak, soğuk, mesafeli ve duygusal açıdan uzak partnerleri kendilerine
daha yakın ve tanıdık hissederler. Bu, geçmişteki duygusal eksiklikleri yeniden
deneyimlemeye yönelik bir kalıp olabilir. İçsel bir düzeyde, geçmişte eksik olan şeyleri
yeniden bulma arayışı, onları daha mesafeli ilişkilere yönlendirebilir.
Bu durumla paralel olarak, kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler,
çocukluklarında güvensiz bağlanma yaşamış ve ebeveynlerinden duygusal olarak
yeterince yakınlık ve ilgi görmemiştir. Bu kişiler, duygusal yakınlık ve bağımlılıkla ilgili
ciddi bir içsel çelişki yaşarlar. Bir taraftan yakınlık ve bağlılık arayışında olabilirken,
diğer taraftan da bağımsızlık ve kontrol ihtiyaçları bu duygusal yakınlığı
reddetmelerine yol açar. Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler, duygusal olarak
başkalarına yakınlaşmak yerine, onları mesafeli ve bağımsız tutmayı tercih ederler.
Bu mesafe, onları savunmasızlıktan korur ve duygusal güvende hissetmelerini
sağlar.
Her iki durumda da, bireyler duygusal yakınlıktan kaçınır, çünkü yakınlık onları
güvensiz ve savunmasız hissettirir. Bu nedenle, duygusal olarak mesafeli ve soğuk
partnerler, onlara daha güvenli ve rahatsız edici olmayan bir ilişki deneyimi sunar.
Gerçekten ilgi gösteren ve duygusal olarak açık olan partnerler, onlara fazla
yoğun veya boğucu gelir ve bu da ilişkilerde derinleşmeyi engeller.
Ancak, terapi sürecinde bu kalıplar fark edilebilir ve değiştirilmesi sağlanabilir.
Terapist rehberliğinde, kişi sağlıklı bağlanma stratejilerini öğrenir, duygusal yakınlık
ve güvenli bağlanma deneyimlerini daha sağlıklı bir şekilde yaşamak için adımlar
atar. Bu süreç, duygusal açlıklarının ve geçmişteki yaralarının iyileşmesine yardımcı
olabilir. Zamanla, kişi daha güvenli, yakın ve doyurucu ilişkiler kurmaya başlar,
böylece duygusal yoksunluk şemasının ve kaçıngan bağlanma stilinin yarattığı
engeller aşılabilir.
Duygusal Yoksunluk Şeması Nasıl Gelişir?
Bu şema genellikle çocukluk döneminde ebeveynlerin yeterli duygusal sıcaklık
göstermemesi, ilgisiz veya mesafeli olmaları ya da çocuğun duygusal ihtiyaçlarını
5
karşılamamaları sonucu ortaya çıkar. Özellikle şu durumlar şemanın gelişmesine
neden olabilir:
Ailede duyguların açıkça ifade edilmemesi veya bastırılması.
Ebeveynlerin çocuğun duygusal ihtiyaçlarına karşı duyarsız olması.
Çocuğun ebeveynlerinden sürekli ilgi ve sevgi beklemesine rağmen bunu
yeterince görememesi.
Duygusal yoksunluk semasi olanlarin hangi temel duygusal ihtiyaclari ihmal
edilmistir?
1. Sevgi ve Yakınlık İhtiyacı
Çocukken yeterince sıcak, sevgi dolu ve destekleyici bir bağlanma ilişkisi
yaşamamışlardır.
Fiziksel temas (sarılma, okşama, yakın oturma) veya duygusal sıcaklık eksikliği
vardır.
Ebeveynler ya soğuk ve mesafelidir ya da duygularını açıkça ifade etmezler.
2. Anlaşılma ve Empati İhtiyacı
Duygularının ve düşüncelerinin anlaşılmadığını, önemsenmediğini hissederler.
Ebeveynleri ya duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelmiş ya da küçümsemiştir.
Kendi içsel deneyimlerinin değersiz veya anlamsız olduğu mesajını almış
olabilirler.
3. Duygusal Destek ve Güven İhtiyacı
Zor zamanlarında teselli edilecekleri, korunacakları veya desteklenecekleri bir
figür eksik kalmıştır.
Kendi başlarının çaresine bakmaları gerektiği öğretilmiş olabilir.
Güvenilir bir yetişkine yaslanma deneyimi yaşamamışlardır.
6
4. Rehberlik ve Onaylanma İhtiyacı
Hayatla ilgili yönlendirilmeye ve desteklenmeye ihtiyaç duyduklarında yalnız
bırakılmış olabilirler.
Ebeveynleri yeterince ilgi göstermediği veya model oluşturmadığı için kendilerini
kaybolmuş hissedebilirler.
Doğru kararlar alabileceklerine dair içsel bir güven geliştirememiş olabilirler.
5. Karşılıklı Bağ Kurma ve Aidiyet Hissi
Duygusal bağlar kurma konusunda yetersiz hissedebilirler.
Başkalarının da onları önemseyebileceğine dair temel bir inanç geliştirmemiş
olabilirler.
Aidiyet duygusu eksik olduğu için kendilerini hep yalnız veya dışlanmış
hissedebilirler.
Bu temel ihtiyaçlar çocuklukta yeterince karşılanmadığında, kişi yetişkinlikte de
duygusal olarak yetersiz hisseder, derin bir boşluk yaşar ve ilişkilerinde doyum
bulmakta zorlanır.