Duygusal Yoksunluk Şeması

Oluşturan M. Onur Sentepe, BA MA in News 1/07/2021
Paylaş




Duygusal Yoksunluk Şeması


Bu şema, bireyin çocukluk döneminde yeterli duygusal destek, yakınlık, ilgi veya


anlayış görmemesi sonucu gelişir.


Duygusal Yoksunluk Şemasının Özellikleri:


İlgi Eksikliği: Kişi, başkalarının kendisini gerçekten önemsemediğini ve


duygusal olarak desteklemeyeceğini düşünür.


Anlama Eksikliği: Kendi duygularının ve ihtiyaçlarının çevresindekiler


tarafından anlaşılmadığını hisseder.


Korunma ve Rehberlik Eksikliği: Zor zamanlarında ona rehberlik edecek,


destek olacak veya güven sağlayacak birinin olmadığını düşünür.


Bu Şemaya Sahip Kişilerin Tipik Düşünce ve Davranışları:


Başkalarından duygusal destek beklememek veya bunu talep edememek.


Yakın ilişkilerde hep eksiklik ve hayal kırıklığı hissetmek.


Duygularını paylaşmanın anlamsız veya tehlikeli olduğuna inanmak.


Soğuk veya mesafeli partnerleri çekici bulmak ve duygusal olarak erişilebilir


kişilerden uzak durmak.


Duygusal Yoksunluk Şeması olan bireylerin soğuk veya mesafeli partnerleri çekici


bulmasının ve duygusal olarak erişilebilir kişilerden uzak durmasının temel


nedenleri şunlardır:


1. Tanıdık Olanı Arama (Şema Kimyası)


Şema terapiye göre, bireyler çocuklukta deneyimledikleri ilişki dinamiklerini


yetişkinlikte bilinçdışı olarak yeniden üretme eğilimindedir.


Eğer kişi çocukken soğuk, mesafeli veya ilgisiz ebeveynlerle büyüdüyse,


yetişkinlikte de bu tür ilişkileri tanıdık ve "doğru" hisseder.


2


Duygusal olarak erişilebilir bir partner, bilinçdışı düzeyde yabancı veya


rahatsız edici gelebilir çünkü çocukluk deneyimleriyle uyuşmaz.


2. Duygusal Yoksunluğu Doğrulama (Şema Aktivasyonu)


Şema aktif olduğunda, birey bilinçsizce kendini haklı çıkarmak için ona uygun


ilişkiler seçer.


Eğer içsel inancı "Kimse bana duygusal olarak gerçekten yakın olmaz" ise,


soğuk veya mesafeli bir partner seçerek bu inancını yeniden doğrular.


"Bak, yine beni anlamayan birini seçtim" şeklinde düşünerek, geçmişte yaşadığı


duygusal yoksunluğu tekrar yaşar ve pekiştirir.


3. Duygusal Yakınlıktan Kaçınma (Savunma Mekanizması)


Yakın ilişkilerde duygularını açmak, kırılgan hissetmek anlamına gelir ve bu,


terk edilme veya reddedilme korkusunu tetikleyebilir.


Soğuk ve mesafeli bir partnerle birlikte olmak, derin bağ kurmayı zorlaştırdığı


için bu korkuların ortaya çıkmasını engeller.


Yani kişi, bilinçdışı olarak yakınlıktan kaçınmak için "ulaşılamaz" kişilere


yönelir.


4. Değersizlik İnancı ve Kendini Kanıtlama Çabası


Duygusal yoksunluk şeması olan kişiler genellikle kendilerini sevilmeye değer


görmezler.


"Eğer gerçekten sevilesi biri olsaydım, ebeveynlerim bana daha fazla ilgi


gösterirdi" gibi bilinçdışı bir inanç taşıyabilirler.


Bu yüzden, soğuk veya ilgisiz bir partneri duygusal olarak daha yakın,


anlayışlı veya ilgi gösteren birine dönüştürmeye çalışarak onun sevgisini


kazanma çabasına girerler.


"Eğer onun sevgisini kazanabilirsem, yeterli olduğumu kanıtlamış


olurum" gibi bir döngü içine girerler.


3


5. Bağlanma Stilleri ile İlişki


Çocuklukta güvensiz-kaçınmacı bağlanma geliştiren kişiler, duygusal olarak


mesafeli partnerleri daha çekici bulabilirler.


Bu kişiler için bağımsızlık ve kontrol önemli olduğundan, kendilerine fazla


yaklaşan bir partner rahatsız edici olabilir.


Kaçınmacı bağlanan bireyler, "yakınlık boğar" inancına sahip olabilirler, bu


yüzden duygusal olarak kapalı partnerleri seçerler.


Bağımsız olmaya aşırı vurgu yapmak ve başkalarına güvenmekten kaçınmak.


Bu durum, kaçıngan bağlanma stiline sahip bireylerin özellikleriyle doğrudan ilgilidir.


Kaçıngan bağlanma, bir kişinin çocukluk döneminde ebeveynlerinden yeterli duygusal


yakınlık veya güvenli bağlanma deneyimi yaşamadığı durumlarda gelişir. Bu bağlanma


stiline sahip bireyler, duygusal yakınlık ve bağımsızlık konusunda zıt bir içsel çelişki


yaşarlar.


Kaçıngan Bağlanma ve Bağımsızlık İhtiyacı:


Kaçıngan bağlanma stiline sahip kişiler, duygusal yakınlıktan genellikle


rahatsızlık duyarlar ve başkalarına güvenme konusunda zorluk çekerler.


Bağımsızlık onlar için çok önemlidir çünkü başkalarına duydukları güven


eksikliği nedeniyle, kendilerini yalnız başlarına yeterli ve güçlü hissetme


ihtiyacı taşırlar.


Aşırı yakınlık, onları boğucu veya denetleyici olarak hissettirebilir. Duygusal


olarak yakın bir partnerin onlara sürekli ilgi göstermesi, bağımsızlıklarına tehdit


olarak algılanabilir.


Bu kişiler, başkalarının onlara çok fazla yaklaşmasını, onları "bağlamaya"


çalışmasını ya da aşırı duygusal bağımlılık kurmalarını istemezler. Bu tür


ilişkilerde, mesafe ve bağımsızlık onlar için daha rahatlatıcıdır.


Sonuç


4


Duygusal yoksunluk şeması ve kaçıngan bağlanma stili, bireyin duygusal ihtiyaçlarını


karşılamakta zorlanmasına ve bu nedenle ilişkilerde belirli kalıpları yeniden


yaratmasına yol açar. Duygusal yoksunluk şeması olan kişiler, çocukluklarında


yeterince duygusal destek ve yakınlık görememiştir. Bu eksiklik, onları ilişkilerde


duygusal bağlantı kurmaya yönelik derin bir açlık içinde bırakır. Ancak, bu kişiler


bilinçdışı olarak, soğuk, mesafeli ve duygusal açıdan uzak partnerleri kendilerine


daha yakın ve tanıdık hissederler. Bu, geçmişteki duygusal eksiklikleri yeniden


deneyimlemeye yönelik bir kalıp olabilir. İçsel bir düzeyde, geçmişte eksik olan şeyleri


yeniden bulma arayışı, onları daha mesafeli ilişkilere yönlendirebilir.


Bu durumla paralel olarak, kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler,


çocukluklarında güvensiz bağlanma yaşamış ve ebeveynlerinden duygusal olarak


yeterince yakınlık ve ilgi görmemiştir. Bu kişiler, duygusal yakınlık ve bağımlılıkla ilgili


ciddi bir içsel çelişki yaşarlar. Bir taraftan yakınlık ve bağlılık arayışında olabilirken,


diğer taraftan da bağımsızlık ve kontrol ihtiyaçları bu duygusal yakınlığı


reddetmelerine yol açar. Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler, duygusal olarak


başkalarına yakınlaşmak yerine, onları mesafeli ve bağımsız tutmayı tercih ederler.


Bu mesafe, onları savunmasızlıktan korur ve duygusal güvende hissetmelerini


sağlar.


Her iki durumda da, bireyler duygusal yakınlıktan kaçınır, çünkü yakınlık onları


güvensiz ve savunmasız hissettirir. Bu nedenle, duygusal olarak mesafeli ve soğuk


partnerler, onlara daha güvenli ve rahatsız edici olmayan bir ilişki deneyimi sunar.


Gerçekten ilgi gösteren ve duygusal olarak açık olan partnerler, onlara fazla


yoğun veya boğucu gelir ve bu da ilişkilerde derinleşmeyi engeller.


Ancak, terapi sürecinde bu kalıplar fark edilebilir ve değiştirilmesi sağlanabilir.


Terapist rehberliğinde, kişi sağlıklı bağlanma stratejilerini öğrenir, duygusal yakınlık


ve güvenli bağlanma deneyimlerini daha sağlıklı bir şekilde yaşamak için adımlar


atar. Bu süreç, duygusal açlıklarının ve geçmişteki yaralarının iyileşmesine yardımcı


olabilir. Zamanla, kişi daha güvenli, yakın ve doyurucu ilişkiler kurmaya başlar,


böylece duygusal yoksunluk şemasının ve kaçıngan bağlanma stilinin yarattığı


engeller aşılabilir.


Duygusal Yoksunluk Şeması Nasıl Gelişir?


Bu şema genellikle çocukluk döneminde ebeveynlerin yeterli duygusal sıcaklık


göstermemesi, ilgisiz veya mesafeli olmaları ya da çocuğun duygusal ihtiyaçlarını


5


karşılamamaları sonucu ortaya çıkar. Özellikle şu durumlar şemanın gelişmesine


neden olabilir:


Ailede duyguların açıkça ifade edilmemesi veya bastırılması.


Ebeveynlerin çocuğun duygusal ihtiyaçlarına karşı duyarsız olması.


Çocuğun ebeveynlerinden sürekli ilgi ve sevgi beklemesine rağmen bunu


yeterince görememesi.


Duygusal yoksunluk semasi olanlarin hangi temel duygusal ihtiyaclari ihmal


edilmistir?


1. Sevgi ve Yakınlık İhtiyacı


Çocukken yeterince sıcak, sevgi dolu ve destekleyici bir bağlanma ilişkisi


yaşamamışlardır.


Fiziksel temas (sarılma, okşama, yakın oturma) veya duygusal sıcaklık eksikliği


vardır.


Ebeveynler ya soğuk ve mesafelidir ya da duygularını açıkça ifade etmezler.


2. Anlaşılma ve Empati İhtiyacı


Duygularının ve düşüncelerinin anlaşılmadığını, önemsenmediğini hissederler.


Ebeveynleri ya duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelmiş ya da küçümsemiştir.


Kendi içsel deneyimlerinin değersiz veya anlamsız olduğu mesajını almış


olabilirler.


3. Duygusal Destek ve Güven İhtiyacı


Zor zamanlarında teselli edilecekleri, korunacakları veya desteklenecekleri bir


figür eksik kalmıştır.


Kendi başlarının çaresine bakmaları gerektiği öğretilmiş olabilir.


Güvenilir bir yetişkine yaslanma deneyimi yaşamamışlardır.


6


4. Rehberlik ve Onaylanma İhtiyacı


Hayatla ilgili yönlendirilmeye ve desteklenmeye ihtiyaç duyduklarında yalnız


bırakılmış olabilirler.


Ebeveynleri yeterince ilgi göstermediği veya model oluşturmadığı için kendilerini


kaybolmuş hissedebilirler.


Doğru kararlar alabileceklerine dair içsel bir güven geliştirememiş olabilirler.


5. Karşılıklı Bağ Kurma ve Aidiyet Hissi


Duygusal bağlar kurma konusunda yetersiz hissedebilirler.


Başkalarının da onları önemseyebileceğine dair temel bir inanç geliştirmemiş


olabilirler.


Aidiyet duygusu eksik olduğu için kendilerini hep yalnız veya dışlanmış


hissedebilirler.


Bu temel ihtiyaçlar çocuklukta yeterince karşılanmadığında, kişi yetişkinlikte de


duygusal olarak yetersiz hisseder, derin bir boşluk yaşar ve ilişkilerinde doyum


bulmakta zorlanır.



Yorumlar (0)

Paylaş

Bu gönderiyi başkalarıyla paylaş

GDPR

When you visit any of our websites, it may store or retrieve information on your browser, mostly in the form of cookies. This information might be about you, your preferences or your device and is mostly used to make the site work as you expect it to. The information does not usually directly identify you, but it can give you a more personalized web experience. Because we respect your right to privacy, you can choose not to allow some types of cookies. Click on the different category headings to find out more and manage your preferences. Please note, that blocking some types of cookies may impact your experience of the site and the services we are able to offer.